Merhaba Sevgili Ziyaretçilerim.
Sizlere manevi dünyama artı değer katan Ankara iş gezimden bir anımı paylaşacağım. İşimden dolayı bir çok şehre gitme fırsatım oldu. Gittiğim yerlerde işimden arda kalan vakitlerde ya da yoldayken yol üzerinde mutlaka her tarihi mekan ve ibadethanelere elimden geldiğince uğramaya özen gösteririm. Hem iş hem de yeni yerleri keşfetme yönüm bu sayede çok gelişmiştir. Sonuçta yeni yerler keşfetmek için yeni maddiyat ve zaman bulmana ihtiyaç kalmıyor. İş için gittiğin mekan da tarihi yerleri araya sıkıştırıyorsun. Ben her yönüyle mesleğimi çok seviyorum. 🙂
05.04.2018 tarihinde iş gezisi için Ankara’ya meslektaşım Yavuz ustamla yola çıktık. İstanbul’dan çıktığımız yolculuğa sabaha karşı Ankara’ya ayak bastık. Doğal olarak klima sektöründe olduğumuz için gittiğimiz iş gezileri uğraştırıcı ve uzun sürerdi. Ama bu iş gezimiz beklediğimiz gibi uzun değil tam tersi oldu. 1 saat gibi gibi kısa sürede arıza çözümü yaparak işimizi sonlandırdık. Daha sonra İstanbul’a doğru tekrar yola çıktık. Ankara İstanbul otobanında yol alırken, Çamlıdere sapağına gelmeden Şeyh Ali Semerkandi Hz. Türbesi tabelasını gördüm. Tabelayı gördükten sonra içime bir heyecan doğdu. Çocukken Ramazan aylarında TGRT kanalında bol bol sahurlarda dini filmler verirlerdi. Bu filmlerin için de en çok sevdiğim ve beğendiğim Şeyh Ali Semerkandi Hz.’leriydi.
Hiç tereddüt etmeden büyük bir heyecanla Çamlıdere sapağından otobandan çıkış yaptım. Yavuz usta bu hamlem ile hemen beni uyarmaya geçti. “Neden yoldan çıktık” diye. Yavuz ustama dönerek “belki aracımız yoldan çıkmıştır ama biz rahman yolumuzu sağlamlaştırmak için bu otobandan çıkarak bu yola girdik” dedim. Daha sonra Yavuz ustama kısaca konuyu anlatarak yoluma devam ettim. Ortalama 10 km yolun sonunda Çamlıdere köyü bütün ihtişamı ile karşımızda duruyordu. Köyün ilk girişinde sağlı ve sollu olarak çam ağacından yapılmış geyik ve hayvan figürleri bizi karşıladı. Onları izleyerek yolun sonuna geldiğimizde türbenin büyük kapılarını gördük. “Niyet Hayır Akıbet Hayır”. Köy evlerinin hepsi beyaz boyalı ve aynı desenlerle kaplanmış klasik köy evleriydi. Böyle bir köyde yaşamayı çok isterdim. İş stresinden uzak, doğa ve doğal yaşam ile iç içe, çam ağaçlarının mis kokusu içinde yaşamayı kim istemez ki.
Ali Semerkandi Hazretleri’nin türbesine doğru turistik mekanın içerisine Yavuz ustamla beraber girdik. Niyet Hayır Akıbet Hayır kapısının önünde ilk selfimizi çekerek gezimize büyük bir heyecanla başladık. Dikkatimi topraktan yapılmış eski zaman evi çekti. Hemen yanına giderek incelemeye başladım. Ev Çamlıdere Belediye Başkanı tarafından özel olarak yaptırılmış ve içerisi eski zamanlarda kullanılan eşyalar ile müze haline getirilmişti. Toprak evin önünde bizi yetkili davet ederek gezdirmek için teklifte bulundu. Yetkilinin nazik teklifini çevirmeyerek icabet ettik. Evin içerisinde yaşadığım duygu dolu anları ve balkonunda içtiğim çayın lezzetini size paylaştığım resimlerle anlatmaya çalışacağım.
Resimlerden de gördüğünüz gibi, sizin de duygulandığınızı hisseder gibiyim. Atalarımızın nasıl evlerde ve imkanlarda yaşadığını bütün ihtişamıyla görmüş olduğunuz. Evden ayrılarak türbeye doğru yürüyemeye başladık. İlk karşımıza Ali Semerkandi Hazretleri Camiisi çıktı. Hemen caminin şadırvanına geçerek abdest aldık. Mezarlığın içinden geçerek Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin türbesine ulaştık. Nasibimizde bir fatiha okumak varmış. Tam türbeden çıkarken öğlen ezanı okunmaya başladı. Hemen camiye geçerek öğlen namazımı edâ ettik. Sonuçta iş gezisi için geldiğimiz Ankara’da süremiz kısıtlıydı. Türbe ziyaretimizi hızlıca tamamlayarak tekrar yukarı kapıya doğru yürümeye başladık. Mezarlığın içinden geçerken sürekli hoparlörden okunan Kuranı Kerim dikkatimi çekti. Çamlıdere Belediyesi’ne bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hayran kaldım. Türk Milleti olarak manevi, Milli ve Dini değerlerimize özen gösteren, değer veren tüm belediyelere sonsuz şükranlarımı sunarım. En kısa sürede ailemle tekrar gelmek ve daha uzun bir süre gezmek, Çamlıdere Köyünü daha iyi tanımak için tekrar gideceğimi bilmelisiniz. İnsan gezdiği ve gördüğü kadar değerlidir.